بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ثُمَّ أَمَاتَهُۥ فَأَقۡبَرَهُۥ ٢١

Sonra onu öldürdü, kabre koydurdu.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ إِذَا شَآءَ أَنشَرَهُۥ ٢٢

Sonra dilediği zaman onu yeniden diriltti.

– Seyyid Kutub

كـَلَّا لَمَّا يَقۡضِ مَآ أَمَرَهُۥ ٢٣

Hayır, insan hala Allah'ın kendisine emrettiğini yapmadı.

– Seyyid Kutub

فَلۡيَنظُرِ ٱلۡإِنسَٰنُ إِلَىٰ طَعَامِهِۦٓ ٢٤

İnsan yiyeceğine bir baksın.

– Seyyid Kutub

أَنَّا صَبَبۡنَا ٱلۡمَآءَ صَبّٗا ٢٥

O suyu döktükçe döktük.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ شَقَقۡنَا ٱلۡأَرۡضَ شَقّٗا ٢٦

Sonra toprağı güzelce yardık.

– Seyyid Kutub

فَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا حَبّٗا ٢٧

Orada bitirdik, taneleri.

– Seyyid Kutub

وَعِنَبٗا وَقَضۡبٗا ٢٨

Üzümler, yoncalar,

– Seyyid Kutub

وَزَيۡتُونٗا وَنَخۡلٗا ٢٩

Zeytinler, hurmalar.

– Seyyid Kutub

وَحَدَآئِقَ غُلۡبٗا ٣٠

İri ve sık ağaçlı bahçeler.

– Seyyid Kutub

وَفَٰكِهَةٗ وَأَبّٗا ٣١

Meyveler ve çayırlar.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu